SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 592 >>

DEVAM: 61. Kadınların İmamlığı

 

حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ حَمَّادٍ الْحَضْرَمِيُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ عَنْ الْوَلِيدِ بْنِ جُمَيْعٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ خَلَّادٍ عَنْ أُمِّ وَرَقَةَ بِنْتِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ بِهَذَا الْحَدِيثِ وَالْأَوَّلُ أَتَمُّ قَالَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَزُورُهَا فِي بَيْتِهَا وَجَعَلَ لَهَا مُؤَذِّنًا يُؤَذِّنُ لَهَا وَأَمَرَهَا أَنْ تَؤُمَّ أَهْلَ دَارِهَا قَالَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فَأَنَا رَأَيْتُ مُؤَذِّنَهَا شَيْخًا كَبِيرًا

 

Bir evvelki (591 nolu) hadis birbaşka senedlede Ümmü Veraka bint Abdillah'dan rivayet edilmiştir. (Veki'den gelen) Önceki rivayet daha tamdır.

 

(Muhammed b. Fadl) dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ümmü Veraka'-yı evinde ziyaret ederdi ve ona bir müezzin tayin edip, kendisinin de ev halkına imam olmasını emretmişti. Abdurrahman b. Hallad "Ümm-ü Veraka'nın müezzinini yaşlı bir kimse olarak gördüm" dedi.

 

 

Sadece, Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Hakim'in rivayetine göre[el-Müstedrek, I, 203.] Hz. Nebi Ümm-ü Veraka hakkında "geliniz şehideyi ziyaret edelim*' derdi ve onu daima evinde ziyaret ederdi. Ümmü Veraka'nın ricası üzerine Efendimiz özel olarak kendisine bir müezzin tayin etmiş ve hadîs-i şerifte izah edildiği şekil­de kendisinin de ev halkına farz namazlarda imamlık yapmasını emretmişti. Bu hadis-i şeriften içlerinde erkek bulunsa bile, bir kadının ev halkına imamlık yapmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır. Zira Ümmü Veraka'nın evine özel olarak tayin edilen müezzin yaşlı bir erkekti. Ayrıca evinde bir de kölesi vardı. İşte bu hadisin zahirine bakarak Davud, Ebu Sevr, Müzenî, Taberî gibi alimler kadının erkeklere imamlığının caiz olduğu kanaatine varmışlardır.

 

Fakat alimlerin büyük çoğunluğu İbn Mace'nin merfu olarak rivayet ettiği şu hadis-İ şerife bakarak kadının erkeğe imamlık yapmasının caiz ol­madığı görüşünü benimsemişlerdir: "Kadın erkeklere kesinlikle imamlık yap­masın, çünkü kadın erkeklere ne müezzin olabilir, ne de imam."[ibn Mace, ikame]

 

Kadının erkeklere imam olabileceğini ifade eden hadis-i şerif, "'Belki de bu müezzin ezan okuduktan sonra namazı başka bir mescitte kılmıştır. Kö­lenin de aynı şekilde başka bir mescitte namaz kıldığı düşünülebilir" şeklin­de te'vil edilmiştir.

 

Darakutnî'nin Amr b. Şeybe'den rivayet ettiği şu hadis-i şerif, böyle bir te'vili desteklemektedir: "Resulullah (s.a.v.) Ümmü Veraka'ya hem ezan okuması, hem de ikamet etmesi için özel olarak bir müezzin tayin etmişti. Ümm-ü Veraka da kadınlara imamlık yapardı."[ed-Darakutnî, sünen, I, 403.]

 

Kadının kadınlara imamlık yapması konusunda imamlar arasında ihti­laf vardır. Bu mevzudaki görüşleri kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:

 

1. Şafiî imamları, Hanbelîler ve bir rivayete göre İmam Malik, yukarı­da geçen hadis-i şeriflere dayanarak kadının kadınlara imamlık etmesinin caiz olduğunu söylemişlerdir.

 

Ayrıca yine Darakutnî'nin Raytatu'l-Hanefiyye'den rivayet ettiği şu, "Hz. Aişe validemiz farz namazlarda aramıza dururdu"[ed-Darakutnî, sünen, I, 404.] hadis-i şerifini delil getirirler.

 

İbn Münzir, H7. Aişe, Seleme, Ata, Sevrî, Evzaî, İshak ve Ebu Sevr hazretlerinin de kadınların kadınlara imam olabileceği görüşünde oldukları­nı rivayet etmektedir.

 

2. Hasan el-Basrî, Süleyman b. Yesar, Maliki imamları ise, kadının ka­dınlara imamlık etmesinin kesinlikle caiz olmadığı görüşündedirler. Bu mev­zuda farzlar ile nafileler arasında bir fark görmezler. Bir rivayete göre İmam Malik de bu görüştedir.

 

3.  Hanefi ulemasına göre ise, kadın'ın kadınlara imamlık etmesi caiz­dir. Fakat mekruhtur. Bu mevzuda İmam Kasanî, Bedayi' isimli eserinde şöyle demektedir: "Hanefî imamlarınca kadının kadınlara imamlık etmesi caizdir. Ancak imam­lık ederken kadınların önüne geçmeyip, ortalarında bulunması gerekir. Ni­tekim Hz. Aişe (r.anha)'dan gelen bir rivayete göre, O, kadınlara ikindi namazını kıldırmış fakat namaz esnasında onların ortalarına durmuştur. Ümmü Seleme (r.anha) da öyle yapmıştı. Çünkü bu hal, onların daima tesettürü esas almalarını gerekli gören hükümlere daha uygundur. Ancak bize göre, kadının imametinde kerahet vardır. Şafiîlerde ise, kadınların cemaatle namaz kılmaları müstehabdır. Kadınların imamlık yapmalarının caiz olduğunu ifade eden hadis-i şerifler varsa da bunlar nesh edilmiştir."[Kasanî, bedayi', I, 157.]

 

İbn Hümam ise bu mevzu üzerinde uzun uzudıya durarak şöyle der: "Bu mevzuda nesh kesin değildir. Bu mevzuda neshin varlığı kabul edilse bile, nesh kadının imamlığının sünnet olması ile ilgili olduğundan kadının imam-hkyapmasının hükmü tahrimen mekruh değil, tenzihen mekruh olur."[Fethu'I-Kadîr, I, 251.] Yine Hanefi mezhebinden Aliyyü'l-Kaari ise Nukaye şerhi'nde şunları söylemektedir: "Her ne kadar Şerhü'l-Mecma'da, Hz. Aişe ve Ümm-ü Seleme'nin imamlık yaptıkları ve bunun İslamın ilk devirlerinde müstehab olduğu fakat sonraları buımüstehabhğıntneshedildiği söyleniyorsa da, ben derim ki; mek­ruh olan kadının dışarı çıkmasıdır. Ama örtünerek evinde imamlık yapma­sında herhangi bir sakınca yoktur."[Bezlu'I-mechud, IV, 210]